Anayasa Mahkemesinin, üniversiteden atılanlara geri dönüş yolu sağlayan Yükseköğretim Kanunu'nun 54. maddesinin iptaliyle ilgili kararının gerekçesi yayımlandı.
Gerekçede, ''Eğitim ve öğretim kurumlarınca öğrenciler için eğitim ve öğretim faaliyetleri süresince uygulanacak disiplin kuralları içerisinde ağır disiplinsizlik eylemleri için eğitim veya öğretim kurumundan öğrencinin çıkarılmasını öngören düzenlemeler getirebilirse de bu hakkın kullanımı tümüyle engellenemez'' denildi.
Yükseköğretim Kanunu'nun, ''Yükseköğretim kurumundan çıkarma cezası verilen öğrenciler bir daha herhangi başka bir yükseköğretim kurumuna alınamazlar'' konulu 54. maddesini iptal eden Anayasa Mahkemesi kararının gerekçesi Resmi Gazete'de yayımlandı.
Üniversite disiplin kurulunca, yüksek öğretim kurumundan çıkarma cezası verilmesi nedeniyle 2008 yılı Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı tercihleri geçersiz sayılan bir kişi işlemin iptali istemiyle açtığı davada, Ankara 9. İdare Mahkemesi, ''2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 54. maddesinin (g) fıkrasının 'Yükseköğretim kurumundan çıkarma cezası verilen öğrenciler, bir daha herhangi başka bir yükseköğretim kurumuna alınamazlar' biçimindeki cümlesinin, Anayasa'nın 13. ve 42. maddelerine aykırı olduğu savıyla Anayasa Mahkemesine iptal davası açmıştı.
Anayasa Mahkemesi, itiraz konusu düzenlemeyi Anayasa'nın 13. ve 42. maddelerine aykırı olduğu gerekesiyle iptal etmişti.
İptal kararının gerekçesinde, bir yükseköğretim kurumundan disiplin cezası ile çıkarılanların, daha sonra tekrar sınava girerek başka bir yüksek öğretim kurumuna kaydolamadığı, sınava girseler dahi yaptıkları tercihlerin ÖSYM Başkanlığı tarafından geçersiz sayıldığı belirtildi.
Anayasa'nın 42. maddesinde, ''kimsenin, eğitim ve öğrenim haklarından yoksun bırakılamayacağı; öğretim hakkının kapsamının yasayla tespit edileceği ve düzenleneceği; eğitim ve öğretim kurumlarında yürütülen faaliyetlerin her ne suretle olursa olsun engellenemeyeceğinin'' kurala bağlandığı kaydedilen gerekçede, Anayasa'nın ''Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması'' başlıklı 13. maddesinde ise temel hak ve hürriyetlerin, özlerine dokunulmaksızın, yalnızca Anayasa'nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabileceği ve bu sınırlamaların, Anayasa'nın özüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağı hükmüne yer verildiğine işaret edildi.
''Eğitim ve öğrenim hakkı ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ile de koruma altına alınmış evrensel bir haktır'' denilen gerekçede, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne Ek 1. Protokolün 2. maddesinde de ''Hiç kimse, eğitim hakkından yoksun bırakılamaz'' denildiğine vurgu yapıldı.
Gerekçeli kararda, şunlar kaydedildi: ''Anayasa'nın 42. maddesi ile 13. maddesi birlikte değerlendirildiğinde, eğitim ve öğrenim hakkının kapsamı belirlenirken, Anayasa’nın özüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine uygun olarak yasayla bazı sınırlamalar getirilebilirse de bunlar, eğitim ve öğretim hakkını tamamen ortadan kaldıracak nitelikte olamaz. Demokrasiler, temel hak ve özgürlüklerin en geniş ölçüde sağlanıp güvence altına alındığı rejimlerdir. Temel hak ve özgürlüklerin özüne dokunup tümüyle kullanılamaz hale getiren sınırlamalar, demokratik toplum düzeni gerekleriyle uyum içinde sayılamaz.
Eğitim ve öğretim kurumlarınca, öğrenciler için eğitim ve öğretim faaliyetleri süresince uygulanacak disiplin kuralları içerisinde ağır disiplinsizlik eylemleri için eğitim veya öğretim kurumundan öğrencinin çıkarılmasını öngören düzenlemeler getirebilirse de hakkın kullanımı tümüyle engellenemez.
Bir yükseköğretim kurumundan disiplin cezası sonucu çıkarılan öğrencilerin, daha sonra başka bir yükseköğretim kurumunda öğrenimlerine devamını engelleyen düzenleme, yüksek öğrenim hakkından yararlanmayı imkansız hale getirerek hakkın özüne dokunmaktadır.''
Gerekçede, bu nedenlerle, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 54. maddesinin (g) fıkrasının ''Yükseköğretim kurumundan çıkarma cezası verilen öğrenciler, bir daha herhangi başka bir yükseköğretim kurumuna alınamazlar'' biçimindeki ikinci cümlesinin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline oybirliğiyle karar verildiği belirtildi.
Gerekçede, ''Eğitim ve öğretim kurumlarınca öğrenciler için eğitim ve öğretim faaliyetleri süresince uygulanacak disiplin kuralları içerisinde ağır disiplinsizlik eylemleri için eğitim veya öğretim kurumundan öğrencinin çıkarılmasını öngören düzenlemeler getirebilirse de bu hakkın kullanımı tümüyle engellenemez'' denildi.
Yükseköğretim Kanunu'nun, ''Yükseköğretim kurumundan çıkarma cezası verilen öğrenciler bir daha herhangi başka bir yükseköğretim kurumuna alınamazlar'' konulu 54. maddesini iptal eden Anayasa Mahkemesi kararının gerekçesi Resmi Gazete'de yayımlandı.
Üniversite disiplin kurulunca, yüksek öğretim kurumundan çıkarma cezası verilmesi nedeniyle 2008 yılı Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı tercihleri geçersiz sayılan bir kişi işlemin iptali istemiyle açtığı davada, Ankara 9. İdare Mahkemesi, ''2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 54. maddesinin (g) fıkrasının 'Yükseköğretim kurumundan çıkarma cezası verilen öğrenciler, bir daha herhangi başka bir yükseköğretim kurumuna alınamazlar' biçimindeki cümlesinin, Anayasa'nın 13. ve 42. maddelerine aykırı olduğu savıyla Anayasa Mahkemesine iptal davası açmıştı.
Anayasa Mahkemesi, itiraz konusu düzenlemeyi Anayasa'nın 13. ve 42. maddelerine aykırı olduğu gerekesiyle iptal etmişti.
İptal kararının gerekçesinde, bir yükseköğretim kurumundan disiplin cezası ile çıkarılanların, daha sonra tekrar sınava girerek başka bir yüksek öğretim kurumuna kaydolamadığı, sınava girseler dahi yaptıkları tercihlerin ÖSYM Başkanlığı tarafından geçersiz sayıldığı belirtildi.
Anayasa'nın 42. maddesinde, ''kimsenin, eğitim ve öğrenim haklarından yoksun bırakılamayacağı; öğretim hakkının kapsamının yasayla tespit edileceği ve düzenleneceği; eğitim ve öğretim kurumlarında yürütülen faaliyetlerin her ne suretle olursa olsun engellenemeyeceğinin'' kurala bağlandığı kaydedilen gerekçede, Anayasa'nın ''Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması'' başlıklı 13. maddesinde ise temel hak ve hürriyetlerin, özlerine dokunulmaksızın, yalnızca Anayasa'nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabileceği ve bu sınırlamaların, Anayasa'nın özüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağı hükmüne yer verildiğine işaret edildi.
''Eğitim ve öğrenim hakkı ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ile de koruma altına alınmış evrensel bir haktır'' denilen gerekçede, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne Ek 1. Protokolün 2. maddesinde de ''Hiç kimse, eğitim hakkından yoksun bırakılamaz'' denildiğine vurgu yapıldı.
Gerekçeli kararda, şunlar kaydedildi: ''Anayasa'nın 42. maddesi ile 13. maddesi birlikte değerlendirildiğinde, eğitim ve öğrenim hakkının kapsamı belirlenirken, Anayasa’nın özüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine uygun olarak yasayla bazı sınırlamalar getirilebilirse de bunlar, eğitim ve öğretim hakkını tamamen ortadan kaldıracak nitelikte olamaz. Demokrasiler, temel hak ve özgürlüklerin en geniş ölçüde sağlanıp güvence altına alındığı rejimlerdir. Temel hak ve özgürlüklerin özüne dokunup tümüyle kullanılamaz hale getiren sınırlamalar, demokratik toplum düzeni gerekleriyle uyum içinde sayılamaz.
Eğitim ve öğretim kurumlarınca, öğrenciler için eğitim ve öğretim faaliyetleri süresince uygulanacak disiplin kuralları içerisinde ağır disiplinsizlik eylemleri için eğitim veya öğretim kurumundan öğrencinin çıkarılmasını öngören düzenlemeler getirebilirse de hakkın kullanımı tümüyle engellenemez.
Bir yükseköğretim kurumundan disiplin cezası sonucu çıkarılan öğrencilerin, daha sonra başka bir yükseköğretim kurumunda öğrenimlerine devamını engelleyen düzenleme, yüksek öğrenim hakkından yararlanmayı imkansız hale getirerek hakkın özüne dokunmaktadır.''
Gerekçede, bu nedenlerle, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 54. maddesinin (g) fıkrasının ''Yükseköğretim kurumundan çıkarma cezası verilen öğrenciler, bir daha herhangi başka bir yükseköğretim kurumuna alınamazlar'' biçimindeki ikinci cümlesinin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline oybirliğiyle karar verildiği belirtildi.