Ekonomik kriz giderek daha da derinleşiyor
Ekonomik krizin etkilerinin giderek daha yoğun bir şekilde hissedildiğini, en büyük firmaların da kapasite kullanım oranlarını düşürerek küçülmeyi tercih ettiğini söyleyen DİSK Bölge Başkanı Muzaffer Subaşı, “Hiç kimse bir gün sonrasından emin değil. İşçi akşam işinden çıkıp evine gidiyor. Sabah döndüğünde patronunun işyerini kapattığını ya da kapasite kullanım oranını düşürdüğünü görüp işsiz kalıyor” diye konuştu.
Evine giderken işi var sabah kalktığında ise yok
Subaşı, Gaziantep’teki tekstil fabrikalarının hiç birinin yüzde yüz kapasite ile çalışmadığını, en iyi durumda olanların yüzde 50 kapasite ile çalıştığını, önemli bir kısmının ise dörtte bir kapasiteye düştüğünü belirtirken, “Hiçbir fabrika tam kapasite ile çalışmıyor. Firmaların pek çoğu yüzde 25 kapasite ile çalışıyor. İşverenlerin tekstil zirvesinden beklentileri vardı. Bu beklentilerin yüzde 18 KDV yüzde 8’e düştü. İşverenler, KDV’nin düşmesinin çok önemli bir fayda sağlamadığını söylüyor. Tekstil zirvesinden sonra da ne yeni işçi alımı oldu, ne de kapasite artımı gerçekleşti, ne de yeni yatırım yapıldı” diye konuştu.
On binlerce insan sokaklarda iş arıyor
Sendikalar ve çalışanlar açısından da zor bir dönemden geçildiğine dikkat çeken Subaşı, “İyiye doğru yönelmeyi biz göremiyoruz. Çalışanlar ve sendikacılar açısından zor bir dönemden geçiyoruz. Tabi ki işveren az kar ederken, işçiler aç ve işsiz kalmaktadır. On binlerce işçi sokaklarda gününü iş arayarak geçiriyor. Bu ülke için ve Gaziantep için iyi değil” dedi.
İşsizlik ödeneği verilmeli
Genel işsizlik sigortasının yaşama geçirilmesini, aksi takdirde sosyal çözülme ve yozlaşmanın daha da tehlikeli bir boyutlara geleceğini vurgulayan DİSK Bölge Başkanı sözlerine şöyle devam etti: “Sosyal devlet güvencesi ve şemsiyesi adı altında genel işsizlik sigortasının uygulanması lazım. Veya hükümet, krizde olan sektörlerde işsiz kalan veya ücretsiz izinde olan işçilere işsizlik ödeneği vermeli. Çünkü isçiler, kendi istekleriyle işsiz kalmış değiller. Ya hükümetin aldığı kararlardan dolayı işsiz kalıyorlar veya sektördeki olumsuzluklardan dolayı işsiz kalıyorlar" şeklinde açıklama yaptı.
Ekonomik istikrarsızlığın tek mağduru işçiler
Muzaffer Subaşı, ülkedeki ekonomik istikrarsızlıktan en fazla etkilenenlerin dar gelirli işçiler olduğuna dikkat çekerken de şöyle konuştu: "Bu istikrarsızlıktan tek mağdur olan işçilerdir. İşverenler işçi ücretlerini zamanında ödemiyor. İşçi alacaklarını hep ikinci plana atıyorlar. Bu durumda isçi ile işveren arasındaki diyalogun yavaş yavaş bozulduğunu görüyoruz. Patron akşam yatıyor, sabah kalkıyor kapasite kullanım oranlarını düşürdüğünü söylüyor. İşçilerin yarısı yine işsiz kalıyor. Bazı işverenler de var ki işçiyi bir yılı dolmadan 10 ve 11 aylıkken işten çıkarıyor."
