Aynen yayınlıyoruz:
Nuri Pazarbaşı Mahallesi 4 nolu sokak bir nolu evde oturan dokuz yaşındaki oldu Mehmet bir, Mayıs günü sabah saat 9:00’da mezarlık yakınında mobiletlerinde giderken belediye otobüsüyle çarpıştılar. Dokuz yaşındaki Mehmet hemen öldü. Babası Alican da koma halinde Gaziantep Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. İlk yardımı yapan doktor:B branşım değil, bir Bevliyeci lazım diyor. Bizler, devlet hastanesi, Amerikan hastanesi ve diğer özel hastaneleri ve muayenehaneleri dolaştık. Evlerine telefon ettik. Bir bevliyeci doktoru bulamadık. Hastamızı da gözyaşları arasında kan kaybede kaybede ve ümitsiz bir halde Adana’ya götürdük.
Bir de şu utanılacak durumu yazmaktan kendimi alamıyorum: Devlet Hastanesi kapısına konulan kapıcı o kadar anlayışsız ki, her geleni ağır bir çehre ile kovuyor. Başhekim kimseyi koymuyor, çık dışarı diyor. Yaralı hastamıza kan vereceğiz diye çok yalvarmaktan sonra ancak içeri girip kan verebildik.
Türkiye’nin altıncı vilayetinde yaşıyoruz. Doktorların bir hayli çok olduğu bir şehirde, bir tatil gününde kan kaybeden bir hastayı Adana’ya götürmek mecburiyetinde kalışımızı da Gaziantep’e yakıştıramıyorum. Gaziantep’in bu bakımdan ne kadar zavallı bir durumda olduğunu görmekten büyük üzüntü duydum. Bu üzüntümü sayın idarecilerimize de duyurmak istedim…