ANASAYFA arrow right Güncel

Alım gücü düşerken, en temel ihtiyaçlarımızı karşılayamıyoruz

Alım gücü düşerken, en temel  ihtiyaçlarımızı karşılayamıyoruz
YAYINLAMA: 13 Ocak 2025 / 18.48
GÜNCELLEME: 13 Ocak 2025 / 18.48

Ülke genelinde olduğu gibi Antep’te de kamu emekçileri, maaşlara yapılan yüzde 11 oranındaki zammı protesto etmek için bir günlük iş bıraktı. Kırkayak Parkı’nda bir araya gelen emekçiler, sloganlar atarak Maarif Meydanı’na kadar yürüdü
KESK Gaziantep Şubeler Platformu Sözcüsü Ömer Parlakçı, ‘’Kamu emekçileri olarak, toplumun diğer kesimleri gibi, yıllardır artan enflasyon, hayat pahalılığı ve düşük ücret zamları karşısında yoksullaşmaya mahkûm ediliyoruz’’ ifadelerini kullanırken, Birleşik Kamu İş Konfederasyonu Gaziantep İl Temsilcisi Ali Arpat, ‘’Artık zamlar, emekçilerin günlük yaşamını alt üst eden bir gerçekliğe dönüştü.  Kamu emekçileri, maaşlarını hangi ihtiyaçlarına yetiştireceklerini bilemezken, art arda gelen zamlarla mücadele etmek neredeyse imkânsız hale geldi.’’ dedi.

Maaşlar mum gibi eriyor, ülke olarak hızla yoksulluğa sürükleniyoruz

Parlakçı, ‘’Her geçen gün etkisini artıran ekonomik kriz, milyonların yaşamını daha da zorlaştırıyor. Alım gücümüz düşerken, en temel ihtiyaçlarımızı bile karşılamakta zorlanıyoruz. TÜİK tarafından açıklanan enflasyon rakamları gerçeğin birazını bile yansıtmazken, maaşlarımız mum gibi eriyor ve ülke olarak hızla yoksulluğa sürükleniyoruz’’ dedi.

Vergi yükü emekçilerin omuzuna yıkılıp, zenginlerin vergi borcu siliniyor

‘İş yerlerinde alın teri döken bizler, enflasyon karşısında ezilirken sermaye her geçen gün daha fazla kâr ediyor’ diyen Parlakçı, ‘’Vergi yükünün büyük bölümü emekçilerin omuzlarına yıkılırken, zenginlerin vergi borçları birer birer siliniyor. Kamu kaynakları, halkın ihtiyaçları yerine sermayeye ve yandaş projelere aktarılıyor. Bu adaletsiz düzenin bedelini yıllardır neden sadece biz emekçiler ödüyoruz? Kamu emekçilerinin, işçilerin, emeklilerin “insanca yaşayacak ücret” taleplerini görmezden gelen siyasi iktidarın ücretlerimizi baskılayıp, boğazımızı sıkarak uygulamaya çalıştığı ekonomik programa karşı kamu emekçileri olarak itiraz ediyoruz’’ açıklamasını yaptı.

Ücretli çalışanların vergi dilimi yüzde 10 olarak sabitlenmeli

Türkiye’deki vergi sisteminin emeği ile geçinenlerin aleyhine işlediğine dikkat çeken Parlakçı, ‘’Ücretli çalışanlar, gelir vergisi dilimleri nedeniyle yıl içinde daha fazla vergi ödemek zorunda kalırken, sermaye kesimi vergi avantajlarından yararlanıyor. Kamu emekçileri olarak yılın başında aldığımız ücret, birkaç ay içinde vergi dilimlerinin artmasıyla eriyor. Adil bir vergi sistemi, çok kazanandan çok; az kazanandan az vergi alınmasını ve servet vergisinin hayata geçirilmesini, düşük gelirli kesimlerin vergi yükünün azaltılmasını gerektirir. Talebimiz nettir: ücretli çalışanların vergi dilimi yüzde 10 olarak sabitlenmeli, temel ihtiyaç maddeleri üzerindeki dolaylı vergiler kaldırılmalı’’ çağrısında bulundu.

Memur maaşlarına yüzde 100 zam yapılmalı

 Halkın alın teriyle oluşturulan kamu kaynaklarının bir avuç yandaşa peşkeş çekilmesine göz yummayacak ve bu talan düzeninin değişmesi için mücadeleye devam edeceklerinin sinyalini veren Arpat, ‘’En düşük memur maaşına yüzde 100 zam yapılmasıyla insan onuruna yaraşır asgari bir ücret seviyesine ulaşılacak. Kadın emekçilerin üretim sürecine eşit koşullarda katılabilmesi için iş yerlerinde ücretsiz kreşler açılmalı. Bu adım, yalnızca kadınların ekonomik özgürlüklerine katkı sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesine de güç kazandıracak’’ diye konuştu.

Mülakat uygulamasına son verilerek liyakatin esas alındığı bir sistem kurulmalı

Arpat, ‘’Vergi adaleti sağlanmalı, ücretli çalışanların vergi dilimi yüzde 15’e sabitlenmeli, temel ihtiyaçlara uygulanan dolaylı vergiler kaldırılmalı. Yandaş sendikaların dilenci gibi refah payı talebine karşı, gerçek bir toplu sözleşme mutabakatı sağlanmalı. Alacağımız her zam taban aylığımıza ve emekliliğimize yansıtılmalı. İşverenin güdümünde olmayan, bağımsız kamu emekçileri konfederasyonlarının söz sahibi olduğu bir toplu sözleşme sistemi şart. Eşit işe eşit ücret talebimizden asla vazgeçmeyeceğiz. Kamu kurumlarındaki mülakat uygulamasına son verilerek liyakatin esas alındığı bir sistem kurulmalı’’ önerisinde bulundu.

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *