Gaziantep’te Down sendromlu oğlu ve diyaliz hastası eşini kaybettikten sonra, işlediği nakışlarla yeniden hayata tutunan 64 yaşındaki Sevim Muratlı, ilk sergisini açtı.
Acısını ilmik ilmik işleyen Muratlı'nın tek amacı, oğlu adına bir okul yaptırmak.
Türk Hava Yolları'ndan emekli olan 64 yaşındaki Sevim Muratlı, Down sendromlu oğlunu 1999’da henüz 14 yaşındayken kaybettikten birkaç yıl sonra diyaliz tedavisi gören eşini de kaybetti. Yalnız kaldığı için eski Türk el sanatlarından ‘nakış’ işlemeye başlayan Sevim Muratlı, oluşturduğu koleksiyonla göz kamaştırdı. İlk sergisini Gaziantep Üniversitesi Cenani Konağı Kültür Sanat Merkezinde ‘Gelin çeyizi - Damat çeyizi’ adıyla açan Muratlı'yı; 5. Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Kahraman Güneş ve eşi, Sanko Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Dursun Bak, Gaziantep Üniversitesi Rektör Danışmanı Doç. Dr. Murat Ağarı ve çok sayıda davetli yalnız bırakmadı.
Serginin açılışında konuşan Doç. Dr. Murat Ağarı, "Bir acının üzerine, bütün bu güzellikler yapılmış. Geleneksel Türk el sanatları modern dünyada unutulmaya yüz tutan bir yerde... Nakış da bu sanatlardan bir tanesi. Sevim Muratlı Hanımefendiye böylesi ince bir duygu, ince bir ruh, hassasiyet gerektiren alanda sergilemiş olduğu performanstan dolayı özellikle üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun adına teşekkür etmek istiyorum" dedi.
Sergide 100'ün üzerinde eser olduğunu belirten Sevim Muratlı ise, serginin özgün ve kendi kültürümüze ait eserlerden oluştuğunu söyledi.
Eşini ve çocuğunu kaybettikten sonra nakışa yöneldiğini ifade eden Muratlı, Türkiye'yi köy köy, kasaba kasaba dolaştıktan sonra bu eserleri ortaya çıkardığını belirterek, şöyle konuştu: "Buradaki her örtünün üzerindeki teknik farklı. Bunları yaptıktan sonra bir amaç için yapmaya karar verdim. Eski usul gelin çeyizi ve damat çeyizi hazırladım. Maraş işi, Antep işi, Bartın işi gibi Türkiye'nin birçok yöresine ait nakışlar bu sergide yer alıyor. Bana bu imkanı veren Gaziantep Üniversitesi Rektörlüğü'ne çok teşekkür ediyorum."
Çocuğunu bir kazada kaybettiğini hatırlatan Muratlı, "Bunun üzerine dikkat bozukluğu ve uyku sorunum başladı. Kendime bir yol ararken nakışı buldum. Danıştığım kişiler bana nakışla uğraşırsam daha iyi olabileceğimi söyledi. Burada gördüğünüz bütün nakışları ben yaptım. Bunlar hiçbir şekilde hata kabul etmeyen çalışmalar. Bu çalışmalar çok dikkat istediği gibi yoğunlaşmanız gerekiyor. Bu nedenle bütün her şeyi unutup rahatlıyorsunuz. Mesela ellerim boş kaldığı zaman aklıma hep kötü şeyler geliyor. Bu nedenle zamanımın çoğunu nakışa veriyorum. Son iki yıldır artık rahat uyuyabiliyorum" diye konuştu.
Yaptığı nakışları Türkiye'de ve yurt dışında sergilemek istediğini vurgulayan Muratlı, "Bu konuda Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan destek isteyeceğim. Bunları daha sonra bütün mal varlığımla birlikte satmayı düşünüyorum. Bu parayla eğitilebilir özürlü çocukların gidebileceği bir okul yaptırmak istiyorum. Şu anda en büyük amacım bu" ifadelerini kullandı.İHA
resim
Sergide 100'ün üzerinde eser olduğunu belirten Sevim Muratlı ise, serginin özgün ve kendi kültürümüze ait eserlerden oluştuğunu söyledi.
Acısını ilmik ilmik işleyen Muratlı'nın tek amacı, oğlu adına bir okul yaptırmak.
Türk Hava Yolları'ndan emekli olan 64 yaşındaki Sevim Muratlı, Down sendromlu oğlunu 1999’da henüz 14 yaşındayken kaybettikten birkaç yıl sonra diyaliz tedavisi gören eşini de kaybetti. Yalnız kaldığı için eski Türk el sanatlarından ‘nakış’ işlemeye başlayan Sevim Muratlı, oluşturduğu koleksiyonla göz kamaştırdı. İlk sergisini Gaziantep Üniversitesi Cenani Konağı Kültür Sanat Merkezinde ‘Gelin çeyizi - Damat çeyizi’ adıyla açan Muratlı'yı; 5. Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Kahraman Güneş ve eşi, Sanko Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Dursun Bak, Gaziantep Üniversitesi Rektör Danışmanı Doç. Dr. Murat Ağarı ve çok sayıda davetli yalnız bırakmadı.
Serginin açılışında konuşan Doç. Dr. Murat Ağarı, "Bir acının üzerine, bütün bu güzellikler yapılmış. Geleneksel Türk el sanatları modern dünyada unutulmaya yüz tutan bir yerde... Nakış da bu sanatlardan bir tanesi. Sevim Muratlı Hanımefendiye böylesi ince bir duygu, ince bir ruh, hassasiyet gerektiren alanda sergilemiş olduğu performanstan dolayı özellikle üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun adına teşekkür etmek istiyorum" dedi.
Sergide 100'ün üzerinde eser olduğunu belirten Sevim Muratlı ise, serginin özgün ve kendi kültürümüze ait eserlerden oluştuğunu söyledi.
Eşini ve çocuğunu kaybettikten sonra nakışa yöneldiğini ifade eden Muratlı, Türkiye'yi köy köy, kasaba kasaba dolaştıktan sonra bu eserleri ortaya çıkardığını belirterek, şöyle konuştu: "Buradaki her örtünün üzerindeki teknik farklı. Bunları yaptıktan sonra bir amaç için yapmaya karar verdim. Eski usul gelin çeyizi ve damat çeyizi hazırladım. Maraş işi, Antep işi, Bartın işi gibi Türkiye'nin birçok yöresine ait nakışlar bu sergide yer alıyor. Bana bu imkanı veren Gaziantep Üniversitesi Rektörlüğü'ne çok teşekkür ediyorum."
Çocuğunu bir kazada kaybettiğini hatırlatan Muratlı, "Bunun üzerine dikkat bozukluğu ve uyku sorunum başladı. Kendime bir yol ararken nakışı buldum. Danıştığım kişiler bana nakışla uğraşırsam daha iyi olabileceğimi söyledi. Burada gördüğünüz bütün nakışları ben yaptım. Bunlar hiçbir şekilde hata kabul etmeyen çalışmalar. Bu çalışmalar çok dikkat istediği gibi yoğunlaşmanız gerekiyor. Bu nedenle bütün her şeyi unutup rahatlıyorsunuz. Mesela ellerim boş kaldığı zaman aklıma hep kötü şeyler geliyor. Bu nedenle zamanımın çoğunu nakışa veriyorum. Son iki yıldır artık rahat uyuyabiliyorum" diye konuştu.
Yaptığı nakışları Türkiye'de ve yurt dışında sergilemek istediğini vurgulayan Muratlı, "Bu konuda Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan destek isteyeceğim. Bunları daha sonra bütün mal varlığımla birlikte satmayı düşünüyorum. Bu parayla eğitilebilir özürlü çocukların gidebileceği bir okul yaptırmak istiyorum. Şu anda en büyük amacım bu" ifadelerini kullandı.İHA
resim
Sergide 100'ün üzerinde eser olduğunu belirten Sevim Muratlı ise, serginin özgün ve kendi kültürümüze ait eserlerden oluştuğunu söyledi.