Paranın ederi
Senelerdir aklıma her geldiğinde bazı paralardan bir örnek olsun diye bir kenara koyarım. Hele yurt dışı seyahatlerimden dönüşte cebimde kalan bozuk paraları bir kenara koyardım. Çok değişik ülkelerde bulundum. Her gittiğim ülkenin para birimini ve bozuk para ederini aklımda tutmak adına biriktirirdim bu değerleri. Güney Amerika’dan tutun da bütün Avrupa ülkelerinin, Avrupa Birliği kurulmadan evvel her ülkenin ayrı para birimi vardı, o ülkelerin paralarından cebimde kalan bozuklukları toplamıştım. Uzak Doğu’da gittiğim her ülkenin paralarından örnekler koydum bir kenara.
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği dağılmadan evvel tedavülde bulunan paradan da koydum küçük kasama. Afrika ülkelerinde yaptığım seyahatlerden dönüşte cebimde kalan paraları da bu kasaya koymuştum. Birçoğunun belki bugün hiç değeri yok, ancak benim için hepsinin çok değeri var. Kağıt paraları ayrı bir resim saklama defterinin içinde saklarım. Madeni paralar ise değişik keseler içindedir.
Madeni paralar içinde ülkemizde değişik tarihlerde basılan madeni paralar da vardır. Kanımca bu madeni paraların üzerinde yazılan değerlerinden çok madenin kendisi para ettiğine inanmaktayım. Bunların içinde bir-ikisi halen geçerliliğini sürdürmekte. 1970 senesinde basılmış 10 sent madeni para bugün aynı değerini muhafaza etmekte. Hoş artık tek 10 sent bugün ne satın alır bilmiyorum ama değerinden fazla bir şey kaybettiğini zannetmemekteyim. Hatta İngiltere’de kullanılan para birimi Pound, Avrupa Birliği’ne entegre olmadan çıkış yaptıklarından hala bu parayı kullanmaktalar.
İngiltere’nin madeni paraları içinde, çok evvelden, ½ sent vardı. O tarihte banknot olarak en fazla kağıt para 25 pound idi. Alış-verişte 25 pound verdiğinizde mağaza müdürü onaylamadan kabul görmezdi. Halkı en çok 1-2 ve 5 pound kağıt parayı alış verişte kullanılırken görürdünüz. Şimdi artık 50 ve 100 pound da görmeniz mümkün. Amerika’da senelerdir kullanılan madeni para, bugün bile kullanılmaya devam edilmekte. Kağıt para olarak ta 1-2-5-10-20-50 ve 100 dolar banknot senelerdir kullanılmakta. Hatta 2 dolar banknota rastlamanız son derece zordur. Ben 2 dolar kağıt paranın onluk bir serisini Amerika’da bir bankadan alıp sakladım.
Avrupa ülkelerinde yaşayan insanlar eski para birimlerinden olan ellerindeki paraları bankalarda yeni para birimi olan Euro ile değiştirdiler. Ben, elimde bulunan Alman Markı, İtalyan Lireti, İspanya Pezosu, Avusturya Schillingini ve Fransız Frank’ını değiştirmedim. Hepsini küçük kasamda tutarım. Hiçbir değeri olmadığını biliyorum, ama bir hatıra olarak bir kenarda dursun istiyorum. Sudan, Mısır, Ethopia, İran, Irak, Suriye, Singapur, Pakistan, Hindistan, Tayland, Azerbaycan, Özbekistan, Moldova ve Türkmenistan ülkelerinin paralarından örnekleri de kasamda tutmaktayım. İleriki bir tarihte belki bir çerçeve içine kompozisyon şeklinde sergilerim diye düşünmekteyim.
Bu paraların bugün için pek değeri olmadığını bilmekteyim. Her ülkede zaman içinde tedavüldeki paralar değişir ve enflasyon değerine göre yeni birimlerin miktarları da değişikliğe uğrar. Rusya’da ise yıllardır aynı para birimi kullanılmakta. RUBLE. Ancak eski tarihli basılmış ruble geçersiz kılınmış.
Bazı ülkelerin kendi para birimlerinden ziyade Amerikan Doları veya Avrupa Birliği’nin Eurosu daha fazla kabul görmekte. Genelde ekonomileri kırılgan olan ülkelerin kendi para biriminden ziyade, yabancı para birimine itibar etmek olağan bir davranış olarak kabul edilir. Sadece ekonominin kırılgan olmasının ötesinde, hukuk sistemine toplum güveninin zayıf olduğu ülkelerde, itibar edilen yabancı para birimi, halka ve ekonomiye güven verir.
Bir tarihlerde ülkemden ihraç edilen mallar için verilen teklifte Türk Lirasının kullanıldığını hatırlamaktayım. O tarihte Türk Lirası ekonomiye ve piyasaya güven vermekteydi. Sanayi, tarım ve hayvancılıkta alınan rasyonel olmayan kararlardan ötürü güvenini yitiren Türk lirasının yerini yabancı para birimi almaya başladı. Bu hukukun ve ekonominin zayıfladığının işareti olarak algılanabilir. İniş ve çıkışların sıklıkla yaşandığı ülkemde, ekonomide taşıma su ile değirmenin dönmediğini hatırlatmakta bizlere.
Ülkemde artık satılacak bir değer kalmadığını hepimiz görmekteyiz. 50 yıl önce Amerika’da bir ankesörlü telefona 10 sent attığınızda telefon edip uzun zaman konuşabilirdiniz. Bugün yine 10 sent atın, istediğiniz kadar telefonla konuşabilirsiniz. Merkez Bankasına faiz indirilip bankalardaki tasarruf mevduatına kur garantisi vermenin faizden sayılmadığı yurdumda, bir inen bir çıkan değerlerle bir ülke ekonomisine yön verilmesi, Hacivat-Karagöz perdesine benzer, izleyenler kahkaha ile güler, diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.