İslahiye ve Nurdağı’nın Doğu Anadolu Fay hattı üzerinde olmasının yanı sıra zeminin killi, kumlu, çakıllı olması ve yer altı su seviyesinin yüksek olmasından dolayı yıkımın büyük olduğunu belirten Yılmaz, Gaziantep’e en fazla zarar verecek olan Doğu Anadolu Fay hattının Gölbaşı-Türkoğlu segmentinin kırıldığını ve bu fay üzerinde artçı sarsıntıların devam edeceğini o nedenle hasarlı binalara girilmemesi konusunda uyardı, moloz ve enkazların kaldırılması süreçlerinde toplum sağlığı dikkate alınması gerektiğini söyledi.
Gaziantep’e en fazla zarar verecek olan DAF hattının Gölbaşı-Türkoğlu segmenti kırıldı
Yılmaz, hasarlı binalara girilmemesi konusunda uyardı. “Artçı depremler hasarlı binaları yıkar. 5,4 büyüklüğündeki depremde Malatya’da 30’ a yakın hasarlı bina yıkıldı. Dolayısıyla Gaziantep artçılara hazırlıklı olmalı ve hasarlı binalara kimse girmemeli” dedi.
Riskli alanlar imara açılmamalıbilimsel normlara dayalı yer seçimi yapılmalı
Kamu kurumlarımızda Jeoloji Mühendisleri çalıştırmanın çok önemli olduğuna dikkat çeken Yılmaz, jeolojik-jeoteknik etütler sonucunda belirlenmiş riskli alanların imara açılmaması, bilimsel normlara dayalı yer seçiminin yapılması, parsel bazlı tüm yapılaşmalarda mühendislik hizmeti almayan hiçbir yapıya ruhsat verilmemesi gerektiğini vurguladı.
Depremlerin ne zaman olacağını ön göremeyiz
“Şu anda Gaziantep şehir merkezine tehlike oluşturabilecek fay hattının kuş uçuşu mesafesi 90-100 kilometre civarında” diyen Yılmaz, “7,8 büyüklüğünde meydana gelen deprem şehrimize 40 kilometre uzaklıktaydı. 90-100 kilometre mesafedeki Ölü deniz fayı kırıldığında oluşacak deprem kentimizi etkileyecek ama 7,8 büyüklüğünde ki deprem gibi etkilemeyecek. Depremlerin ne zaman olacağını ön göremeyiz. Bu faydaki yüklenen strese bağlı olarak değişkenlik gösterebilir” açıklamasını yaptı.
Şehir merkezinden geçen bir fay hattı yok
Yılmaz, “Gaziantep’e gelen bir fay olup olmadığını öğrenmek için depremin ikinci ve üçüncü günü Sakçagözü, Şatırhöyük, Sof-alaca, Evri’nin üst tarafları ile Atalar köyünde fayın yüzey kırığını aradık, ancak yüzeyde herhangi bir fay kırığı bulamadık. Yani şehir merkezinden geçen bir fay hattı yok. Böylesi bir depremin en az 200 yıl olmayacağını periyodik depremler bize söylüyor. Tarihte DAF üzerinde meydana gelen depremlerde Kahramanmaraş çok zarar görmüş, ama Gaziantep şehir merkezi o kadar zarar görmedi. Fakat çevre illerde meydana gelen depremler ister istemez kentimizi etkileyecek” uyarısında bulundu.
Gaziantep merkezin zemin yapısı genellikle kayalık
Nurdağı İslahiye’nin zemin yapısının Gaziantep merkeze göre zayıf olduğunu ifade eden Yılmaz, “Gaziantep merkezin zemin yapısı ise genellikle kayalık ama Nurdağı ve İslahiye’nin zemini killi, kumlu ve çakıllı olmasının yanı sıra aktif fay zonu üzerinde yer alıyor. Dolayısıyla bu da iki ilçemizde can ve mal kaybını ciddi oranda arttırdı. Bu nedenle öncelikle imar planlama sürecinde tüm yerleşim birimleri için jeolojik-jeoteknik ve mikrobölgeleme etütlerinin yapılması, planlama süreç ve kararlarının buna göre oluşturulması gerekiyor” ifadelerine yer verdi.
7,8 büyüklüğündeki bir depremin 6,5 büyüklüğünde bir artçı depremi olacak
7,8 büyüklüğündeki bir depremin 6,5 büyüklüğünde bir artçı depremi olacağını söyleyen Yılmaz, “Antakya’da meydana gelen 6,4 büyüklüğündeki deprem ayrı veya artçı bir deprem olarak da değerlendirilebilir. Artçılar meydana gelirken başka fay hatlarına da stres yüklüyor. Örneğin; Ölü Deniz fayı Göksun’dan başlıyor, Adana’nın Karataş ilçesinden denizin içerisine giden bir fay var. Bu fay biraz riskli. Kayseri’den geçen Ecemiş fay hattı da riskli. Ayrıca Malatya’dan Tunceli'ye uzanan fay hattının yanı sıra Bingöl-Karlıova fay hattında stres birikimi var. İnsanlar bir hafta, 10 gün veya 15 gün sonra deprem olacak şeklinde öngörüde bulunuyor, ama bu doğru bir şey değil” ifadelerini kullandı.
Türkiye bir deprem ülkesi
Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu hatırlatan Yılmaz, “Jeoloji Mühendisleri Odası Deprem Danışma Kurulu ile beraber sahadan elde ettiğimiz veriler ve deprem odak noktası çözümlemelerine göre depremin, doğrultu atımlı aktif fay zonlarımızdan biri olan Doğu Anadolu Fay zonu üzerinde meydana geldiği anlaşılıyor. Doğu Anadolu Fay zonu oluşturan 5 ayrı segmentten meydana geliyor. Yüzey kırığının, Hatay'ın kuzeyinden başlayarak daha kuzeye doğru, Hassa-Kırıkhan’a devam ettiğini, oradan Nurdağı-İslâhiye, Pazarcık-Gölbaşı ve daha da kuzeydoğuya doğru devam ettiğini gözlemledik. Bu depremler sonucunda Doğu Anadolu Fay zonunun kırılan parçalarının, Amanos-Gölbaşı, Pazarcık-Erkenek, Çardak-Göksun segmentleri olduğu belirtilebilir. Odamızca yapılan saha çalışmaları devam etmekte olup ayrıntılı rapor hazırlanacak ve kamuoyu ile paylaşılacak” diye konuştu.
Belediyelerin bünyelerine Jeoloji mühendisi almaları gerekiyor
Gaziantep merkez ve ilçe belediyelerinin çoğunda Jeoloji Mühendisi istihdam edilmediğini sözlerine ekleyen Jeoloji Mühendisleri Odası Gaziantep İl Temsilcisi Mehmet Emin Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Zemin ve temel etüt raporlarının belediyede çalışan Jeoloji Mühendisleri tarafından yerinde denetimi esas alacak şekilde yapılması önem arz ediyor. Hali hazırda zemin ve temel etüt raporlarının ve arazi çalışmalarının denetlendiği tek bir belediye mevcut. Şahinbey Belediye Başkanımız Mehmet Tahmazoğlu ve İmar Müdürü Ayşe Fatma Topuz bu konuda hassasiyetlerini göstererek belediye bünyesine jeoloji mühendisi aldılar. Diğer belediyelerin de acilen kendi bünyelerine jeoloji mühendisi almaları, zemin ve temel etüt raporlarının daha nitelikli olmasını sağlayacak. Ayrıca Gaziantep’te faaliyet gösteren yapı denetim kuruluşları görevlerini yasal mevzuata uygun olarak yapmamaktadırlar. Bu konu odamız tarafından daha önce Gaziantep Büyükşehir Belediyesine yazılı olarak bildirilmiş, ancak bugüne kadar herhangi bir tedbir alınmamış” vurgusu yaptı.
Molozların toplum sağlığını olumsuz etkileyecek alanlara dökülmesinden kaçınılmalı
Depremde yıkılan ve ağır hasarlı oldukları için yıkılma karar verilen çok sayıda binada asbest katkılı malzeme kullanıldığının tespit edildiğini ifade eden Yılmaz, “Gerek ağır hasarlı binaların yıkılması gerekse de moloz ve enkazların kaldırılması süreçlerinde toplum sağlığı dikkate alınmalı. Depremzedelerin yıkımlar sırasında toz ve asbest kaynaklı kirleticilerden korunmalı. Ayrıca özellikle enkaz kaldırma çalışmaları sırasında ortaya çıkan molozların toplum sağlığını olumsuz etkileyecek alanlara dökülmesinden kaçınılmalı. Molozların dökülmesi sırasında özellikle yeraltı ve yüzey sularını kirletecek alanlardan kaçınılması gerekiyor” uyarısı yaptı. Ali Göksular